14 Kasım Dünya Diyabet Günü
13 Kasım 2020

Diyabet, sıklığı ve yarattığı sorunlar nedeniyle tüm dünyada önemi gittikçe artan bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşam tarzındaki hızlı değişim ile birlikte gelişmiş ve gelişmekte olan toplumların tümünde özellikle tip 2 diyabet prevalansı hızla yükselmektedir.

Ülkemizde 1997-1998 yıllarında yapılan Türkiye Diyabet Epidemiyoloji (TURDEP-I) çalışması sonuçlarına göre tip 2 diyabet prevalansı %7.2 bulunmuştur. Yakın zamanda yayımlanan TURDEP-II çalışmasında ise ülke genelinde 20 yaş üzerinde tip 2 diyabet sıklığının geçen yıllarda önemli derecede arttığı ve %13.7’ye vardığı görülmüştür.

Tüm dünyada diyabet hastalığına dikkat çekmek ve diyabet hakkında farkındalığı artırmak amacıyla 14 Kasım günü “Dünya Diyabet Günü” olarak kutlanmaktadır. Müdürlüğümüz Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Birimi tarafından Dünya Diyabet Günü vesilesiyle halkımızı diyabet konusunda bilinçlendirmek amacıyla konunun uzmanıyla bir röportaj gerçekleştirildi.  Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Aydın Tuncer SEL diyabet hakkında merak edilen soruları cevapladı

 

 

Diyabet nasıl bir hastalıktır? Farklı tipleri var mıdır?

 

Diyabet vücutta insülin hormonunun yokluğu, yetersizliği veya etkisizliği nedeniyle kan şekerinin yükselmesi ile ortaya çıkan bir hastalıktır.

 

Tip 1 Diyabet, daha çok çocuk ve gençlerde görülen formdur. Pankreastan salınan insülinde mutlak eksiklik vardır.  Kan şekeri düzeyini dengelemek için dışarıdan insülin vermek zorunluluğu olur.

Tip 2 Diyabet toplumda en sık görülen formdur. Pankreasta insülin yapımı vardır ancak insülin yeterli etkiyi sağlayamaz. Kilo fazlalığı ve yanlış beslenme nedeniyle insüline direnç gelişir ve insülin vücutta istenen etkiyi gösteremez.

 Bunun dışında gestasyonel diyabet dediğimiz gebelikte ortaya çıkan ve hem anneyi hem bebeği etkileyen bir diyabet tipi vardır. Ayrıca kalıtımsal, ilaç ilişkili, pankreasın diğer hastalıklarından kaynaklı olmak üzere sınıflandırılan diyabet tipleri de bulunmaktadır.

Halk arasında gizli şeker olarak bilinen durum nedir?

Kişinin kan şekeri düzeyi normalden yüksek olmasına karşın, diyabet tanısı koymaya yeterli yükseklikte değilse, bu durumda kişi pre-diyabetik (gizli şeker hastası) olarak tanımlanabilir. Bu kişilerin çoğunda 10 yıl içinde Tip 2 diyabet geliştiği çalışmalarla tespit edilmiştir.

 

Diyabetin belirtileri genel olarak nelerdir?

 

Çok su içme, idrar miktarında artış, iştah artışı, kilo kaybı, vücutta tekrarlayan enfeksiyonlar ile karşımıza çıkabilir.

 

Diyabet iyi takip edilmediğinde hangi sorunlara yol açar?

 

Diyabette kan şekerinin iyi kontrol edilememesi uzun vadede küçük damarların yapısını bozarak kalp damar hastalıklarına, böbrek ve göz hastalıklarına, , sinir hasarına, beyin damarı hasarına, ayaklarda kolay iyileşmeyen yaraların oluşmasına ve cinsel sorunlara yol açar.

 

Diyabet açısından kimler daha çok risk altındadır?

 

Diyabet herkeste olabilir. Yaş artışıyla beraber diyabet gelişme riski artar. 40 yaşın üzerinde ve şişman kişiler diyabete daha yatkın olurlar. Yakın akrabalarında diyabet olanlar risk altındadırlar. Gebelikte diyabet gelişen kadınlarda ilerde Tip 2 diyabete yakalanma ihtimali fazladır.
Eğer bir kişide Tip 2 diyabet varsa ailenin diğer üyeleri de risk altındadır.
Obez olanların diyabete yakalanma riski normal kişilere göre 5 kat fazladır.  

 

Tip 2 diyabet tanısı alan tüm hastaların insülin kullanması gerekir mi?


İnsülin ihtiyacını belirleyen bazı faktörler vardır. Tip 2 diyabetli hastaların diyet uyumu, ağızdan alınan diyabet ilaçlarının etkinliği ve kullanılabilirliği, diyabet yaşı gibi faktörlere göre insülin tedavisi gerekliliği değişkenlik göstermektedir. Kişi Tip 2 diyabetle 15 yıl veya daha uzun süre yaşıyorsa vücudun yeterli insülin üretmesi mümkün olamayacağı için insülin alması gerekecektir.

 

 

Kilo vermek diyabet tedavisinde önemli midir? Tip 2 diyabetli biri için en iyi kilo verme yöntemi nedir?


Kilo vermek özellikle diyabet hastalığı tam olarak ortaya çıkmadan önceki dönemde ve Tip 2 diyabet tanısı konduktan sonra hayati önem taşır. Kilo vermek insülin duyarlılığını artırır, böylece hücreler vücudun sağlamakta olduğu insülini daha etkin şekilde kullanabilir. Vücut ağırlığının %5 kilo azalmasının bile sayılamayacak kadar çok yararı vardır. Bunlar arasında kontrol altına alınmış şeker, tansiyon ve kandaki yağ düzeyleri yer alır. Buna bağlı olarak da kullandığınız ilaç miktarı ve sayısı azalır. Ağır ağır ve istikrarlı bir şekilde kilo vermek sağlıklı ve uzun bir ömür için çok önemlidir.

Tip 2 diyabetli biri için en iyi kilo verme yöntemi mümkün olduğu ve kapasitenin elverdiği ölçüde hareketli bir yaşam tarzını benimseyerek aldığımız gıdaların miktar ve içeriğine diyetisyen kontrolünde dikkat etmektir.

 

Diyabetli bireylere nasıl bir beslenme önerisinde bulunursunuz?

Sadece diyabetli bireyler değil tüm insanların sağlıklı beslenmek için uygulayabileceği temel ilkeler vardır. Sağlıklı beslenmek için 3 ana 3 ara öğün öneririm. Her öğünde mümkünse sebze ve salata yer almalıdır. İhtiyaçtan fazla yağ ve tuz tüketiminden kaçınmak gerekir. Diyabetli bireylerin beslenme konusunda diyetisyen desteği alması da faydalı olacaktır.

 

Son olarak diyabet hastaları için tavsiyelerinizi alabilir miyiz?

Yaşam boyu tedavi gerektiren bir metabolizma hastalığı olan diyabette bilinçli bakım ve eğitim çok önemlidir. Ancak bu şekilde sorunlar önemli ölçüde önlenebilir. Hasta sıcağa, soğuğa ve ağrıya karşı duyarsızlaşabileceğini bilmelidir. Özellikle banyo yaparken suyun sıcaklığı mutlaka derece ile kontrol edilmeli  ya da aile fertlerinden birinden yardım istenmelidir. Ayak yaraları yine çok sıkıntı veren sorunlardan biridir. Ayak yaralarını engellemek için hastalar ayaklarını her gün kontrol etmeli, mümkünse ortopedik ayakkabılar tercih edilmeli, ayakkabıların nemli kalmasının önüne geçilmelidir.  Dikişsiz ve ayağı sıkmayan çoraplar tercih edilmelidir.  Sigaranın birçok hastalıkta olumsuz etkileri olduğu gibi diyabeti de olumsuz etkilediği ve damar hasarını kötüleştirdiği unutulmamalıdır.

Diyabette sıkı kan şekeri kontrolü, sağlıklı beslenme ilkelerine uyum ve fiziksel aktivite çok önemlidir. Tüm hastalarımızın buna dikkat etmelerini ve kontrollerini aksatmamalarını diliyorum.